9 Ekim 2014 Perşembe

” Mihrap Yerinde ” Dizi yerinde değil !



Yüz mimiklerini iyi kullanıp beden dilinede hakim olabilen iyi bir oyuncudur. Biraz botoks etkisi ile mimikler hafif kaybolmuş olsada, ” mihrap yerinde ” dedim ya kaliteli bir oyuncu izlemek her zaman keyiflidir, diziye yön verir, can verir, enerji verir. Iste bu Yasemin Yalçındır.
Sado ” Zafer Algöz ” böyle bir oyuncunun olması izlenme oranını arttırmaya yarasada, kendisinin bu dizide Yasemin Yalçın gibi harcadığını düşünüyorum.  Değerli oyuncular her zaman iyi yapımlarda olmalı, şimdi diyeceksiniz bu yapım kötümü ! Evet kötü , hep aynı hikaye , hep aynı sahne, tek farkli olan biraz senaryo gereği guncel cümleler katılması, buda Yayıncılık adına beni üzüyor.




Nedeni insan aynı şeyleri Izleye izleye zekasını ileri değil geriye götürür. Yabancı dizi sektörü dünyada her gün daha fazla ilerken, Türk dizilerinin bu şekilde bir çoğunun gerilemesi bizi ileriye taşımaz. Gerileme hep aynı yapımın yapılmasından olur. Bir gun bu halkta ayni dizileri izlemekten sıkılır hale gelir. Yoksa sözüm ” Karadayı,  Muhteşem Yüzyıl, Asi, Son, 20 dakika ” ve daha özgün olmaya çalışan bir çok yapımda n bahsetmiyorum. Bunlar zaten az olsada Yurt dışı ve Arap ülkelerine satılıyor. Dizi sektörümüz bu konuda artık yavaş yavaş para kazanmaya başladı.
Ama saydığım bu dizilerin, oyuncuları ve senaryosu bellidir. Bu yüzden geri kalan diziler reyting savaşında ölür. Bir çok yapimcida risk almaz, hep ayni yapım tutar diye temcit pilavı gibi seyircinin önüne sunar. Beş On Bölüm sonrada dizi yayından kalkar. Show tv nin kan kaybetmesi yüzünden burada dizinin başlaması bir eksi, yapım hep aynı tarz etti sana ikinci eksi, iki sıfır kaybederek başlayan bu dizi İnşallah bu guzel oyuncularla öne geçer ve onların emeklerini boşa çıkarmaz.  Her ne kadar Kadir Cöpdemir hep aynı tarz oyunculuğu sergilesede, yeni yüzler olması onu kurtarıyor. Mesela pis Yedili dizisinden gelen guzel oyuncu adayımız Melis Babadag gibi yeni yuzlere, oyunculuk ve davranışlar ile ilgili  iyi bilgiler verebileceğini düşünüyorum. Melis Babadağın zamanla şöhret basamaklarını yavaş yavaş çıkacağına inandığım bir oyuncudur.
Burada söz oyunculara değil, senaryoyadir.  Yasemin Yalçın gibi içten ve samimi bir oyuncu ve rolünü paylaştığı Zafer Algöz le birlikte dizilerinin Reyting basamaklarını tirmanmasi dileği ile, herkese iyi seyirler dilerim.



Murat Sarı
Muratsari8084@hotmail.com
Https://twitter.com/muratsari8084
11.05.2014









” Paşa Gönlüm Ne Ister “




Ikinci Bahar, Canım Ailem, Super Baba gibi dizilerdeki sicakligi yakalama yolunda maratona çıkmış olan dizimize ” Paşa Gönlüme ” hos geldin diyelim. Ilk bölümünde izlerken ısınmak bir 20 dakika aldı. Oyunculuklar biraz sırıttı, sanki daha önce izledim havası vardı. Nedeni ise yukarıda saydığım dizilerde İşlenen konu 2 kardeş yada dost, birbiri ile hep tartışır. Bu tartışmaya hanımları dahil olur. Tüm mahalle bunların kavgalarını bilmekte ve izlemektedir. Iki ailenin çocuklarının iki ağabeyi yakın dost, küçük kardeşleri biri erkek biri kızdır. Birbirlerine aşıktırlar. Hatta iki ağabey aynı kızı sevecek ve bir süre kavga edip küseceklerdir.
Buraya kadar hep bilinen ve yapımcıların hep boyle yapın dedikleri dizilerden biri olarak yayın hayatına başladı, şu ana kadar bana göre kendisi icin fark olabilecek bir kac sahne gözüme çarptı.
Bunlardan biri Kanal D nin kendi dizilerine gönderme yapıp reklamını yapması mesela, “Paşa dedeyi kaçırdılarsa kesin telefonla arayıp para isterler, para gelmezse parmağını kesip gonderirler. ” demesi Kayıp dizisinden alıntı yapmasıdır. Veya ” belki Tır parkına saklamışlardır. ” Gunesi Beklerken dizisinde Zeynep’in kaçırıldığı sahneden alıntıdır. Günlük hayattan örnekler vermesi, Istanbulda simit niye bu kadar pahalı, Bursada 1.00 tl Sorusuna;  simitçi burası Istanbul, burada 1.40 beğenmiyorsanız alamazsınız cevabı güzeldi. Para kazanmada bu aralar moda olan jigololuk mesleğine deyinmesi, Amerikalılar gibi bizdede ünlü olmaya başlayan atölyelerde çıplak modellik yapma ve sizin çıplak resminizin çizilmesi ve  şiir dinletileri ama bizim dinletilerimiz gibi değilde biraz daha hoolywood efektleri ile süslenmiş tarzda sahneler izlemek beni güldürdü.
Yıllarin oyuncusu Sezai Altekini bu dizide yeniden izlemek cok guzeldi. Hatta bir sahnede ayakkabılarını fırçalaması, Sanat Güneşimiz Zeki Müreni dinlemesi, çikolatalarını dolap içinde Gümüşlük içinde saklaması, beni cocukluguma geri götürdü. Zamanında böyle bir evin kokusunu, yaşanılanını görmüş bir insan asla unutmaz.
Sezai Altekin hocamızın bir cok yapımdada yer almasını isterim. Bu tarz dizilerde genel sorun belli bir zaman sonra senaryoda hep aynı olaylarin tekrarlanması oluyor.  Ve en fazla 25 yada 30 bölüm izleniyor. Umalimda dizimiz sevilsin uzun bir zaman yayinda kalsin. Ezel dizisinde Ezel’in gencligini oynayan Ismail Filiz’in bu dizimizde kendini gosterebilme şansı daha yüksek, bakalım Ezeldeki kadar kendini sevdirebilecek mi ? Yeni yayin dönemi Paşa Gönlüme şans getirmesi dileği ile


Murat Sarı
Muratsari8084@hotmail.com
Https://twitter.com/muratsari8084
30.04.2014







” Demet Annen Gitti” Güneşi Beklerken


” Parayı ben kazanıyorum ” bu söylev eskiden beridir erkeklerin çoğunluğunu rahatsiz eden bir kelimedir. Erkek kendi doğası gereği güçlü görünmek ister.  Her iki tarafta para kazanır.  Bunu bazı Erkek duymaktan rahatsız olmaz, bazı sıda olur. Bu bir kadının genelde konusma tarzi ile olur, kimi kadin doğru kelimeler sarfederek söyler, kimi iğneler. Seçim daha çok kadina kalır. Işte bosanmalarda bu yönde ilerleyen bir basamak tır.
Tülin ” Ben kazanıyorum,  bu bizim paramız ” demiş olsada oradaki ben kazanıyorum cümlesi zaten ilişkiyi zorla su yüzünde tutarken, hepten boğulmalarına neden oldu. Yine Tülinden beklenen yalanlar geldi. ” Artık düzelicem söz ” demesi  Cihanı çileden çıkarttı ve “Senden boşanmak istiyorum ” durumuna geldi.



Geçtiğimiz hafta beni cok etkileyen dizideki esas oyunculuktan Anne rolünde ki Demet ” Ebru Aykaç’tan ” bahsetmek istiyorum. Kendisi Manisa doğumlu En çok 2004 yılında Yağmur Zamanı, 2006 Bin Bir Gece, 2012 Hayatımın Rolü ve 2013 Güneşi Beklerken dizisi ile karşımıza çıktı. Oncelikle söyleyeyim  bence bu rol için seçilmiş en iyi oyuncudur. Her kes Anne rolü yapabilir, ama yürekten bir Anne rolü sergilemek herkesin harcı değildir. Zeynep ile diyaloglarında son 15 bölümdür, Anne kız ilişkilerini dikkatle izliyorum, bence uyumları harika ve her ikisi de çok inandırıcı oynuyor. Hele ki o Zeynepe seslenirken icten ” Annem ” deyişi.
Bu diziden sonrada şöhret yolunu dahada zirveye taşıyacagına inandığım bir oyuncu, bu haftada “Baba ne olursa olsun babadır. “Felsefesi ile yola çıkarak sahip çıkması bence guzel hareketti, ama babanin bu iyiliğe cevabı hoş olmadı. Demet’in Annesinin öldüğü anı söylediğinde, once bir izleyici olarak o ağlayışı görünce içim parçalandı. Insanin gercek Annesi ölmüş olsa ancak boyle üzülürdü. ” Annem senin korkuna benimle konuşmadı bile ! Simdi bana gelmiş, öldü diyorsun. Ben Annemin sesini bile duyamadim. Annem gitti ! ” Nasıl bir hıçkırmadır !!! , nasıl bir haykırıştır !!! . Müziğin tam zamaninda girmesi, Zeynepin Annesini teselli etmeye çalışması, çok az oyuncuya kendini daha iyi gösterebilecegi tol gelir, bu rol geldimi de hakkini vermek gerekir. Yorumcu olarak izlerken bana bu hissi sonuna kadar yaşattın. Sen hep boyle yürekten gönülden oyna, yüreği gibi guzel olan Ebru Aykaç

Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(  25.04.2014 )























Güneşi Bekliyordu, Keremi değil ? Ey Aşk Sen Nelere Kadirsin.



Bazen bir bakkal da görürsün eline su vereni sevdiğin olarak, bazen bir otobüs durağı reklamında, bazen de bir otobüs şöförü olarak görürüz. Ey aşk sen nelere kadirsin.
Bu hafta Zeynep Kereme aşkını ancak pencere aralığından ifade edebilirdi. Kerem artık dayanamama sınırına gelip te itiraf edince gecen hafta ki bölümde, Zeynep’ te kendini bilemeden salıverdi, ormanlık evde itiraf üstüne itirafı şaşırtıcıydı.  Evde Annesi ile konuşurken bir şeyi söylemeden geçemeyeceğim, günümüzde herkesin sürekli birilerini sevmeye çabalarken, sonradan en yakındaki kişileri de sevmesi, ve bunları dizilerde normal bir şey gibi, onunla da çık olmadı bununla da çık kıvamına getirilip diğer insanların ne düşündüğünü önemsemeksizin yaşanması ve bu yaşantıdaki anları dizilerde düz bir şekilde geçilmesi rahatsız ediyordu. En azından bu dizide bu sahneleri düz değil de, herkesin yaşadığı duyguları ayrı ayrı izlememiz daha hoşuma gitti. Bir insanı severken daha dikkatli olunması gerekildiğini daha iyi anlatan bir dizi, bu yüzden annesi Zeynep kızını teselli etmeye çalışıyordu.
Ne kadar değerlidir, sevdiğin insan ile bir şeyler paylaşması, Kerem kadar Zeynep te seviyordu, ve taşının kaybolmasına gönlü razı olamadı keren. Kerem  Zeynep için  her şeyi yapmaya hazırdı. Zeynep ne kadar dayanmaya çalışsada her insanın bir dayanma sınırı vardı, Taşı eline aldıktan sonra zeynep duygularını kontrol etmekten vazgeçti. Bu arada sahne Karadayı dizisinin ilk bölümlerindeki sahneye çok benzesede ikilimiz aşkını yaşasında nerede yaşarsa yaşasın. Neguzel soyledin zeynep ;




Senden nefret etmiyorum ki, çok istiyorum ama olmuyor işte, ne zaman başıma bir şey gelse sen beni kurtarıyorsun. Ne zaman başıma bir şey gelse altından sen çıkıyorsun.Tamam evet bende arasıra başımı belaya sokuyor olabilirim. Her şeyin altından üstünden solundan sağından her yerden sen çıkıyorsun işte. Senden nefret edemem ki, Sen beni öpen ilk ve tek adamsın.
Duymadım de ! duymadın dimi hiçbir şey ! …  her şeyi duydum. Birbirilerine sarılmaları, dokunuşları, Bence ekrana yansıtılan aşk çok masumane ve temizdi. Zeynep rolünün de Kerem rolününde çok gerçekçi oynandığına inanıyorum, her hafta kendi rollerinin biraz daha üstüne geçiyorlar. Bu oyunculuk adına çok güzel bir başarı, hatta bazen keremin mimikleri rolüne cuk diye oturuyor. Zeynep ise annesi için üzüldüğü veya kereme üzüldüğü her sahneyi sanki gerçekten yaşıyor.Bence izleyicilerin izlemekten keyif aldığı bir bölümdü. Her bölümün yine farklı olması dileğiyle iyi seyirler.


Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(23.12.2013 )


Bir Kadının Gözyaşları



Aşk bu çocuklaştırıyor insanı, bir başka cesaretli yapıyor. Deli misin aşık mısın belli olmuyor. Düşünemiyor erkek, düşünemiyor kadın, seviyor bir kere. Dünkü bölümde Hakime hanımın gözyaşları sel oldu, belki gerçeği biraz erken açıkladı. Şimdi Mahiri durdurmak daha zor olacak, zaten seven ve kendini zapteden erkeği tutmak zor olur. Şimdi bir de fitili ateşledin artık ne zaman patlar diye beklemesi var. Bir kadının duygusal sevgisinin ağır bastığı yerde, Hakime hanımda olsan sözler daha fazla lal olmaz ve dile dökülür. Aşk bazen gözyaşları bazen masum bakışlarla şekli vuku bulur. Ayrı düşse de gönüller, zaman demde vursa vuslata, buluyor seni yine kader, sarıyor yüreğini ve diyor ki,
Elimde bir miğfer var , henüz kırılmamış
Gözyaşı bulutlarım var, yeryüzüne damlamamış
Sevgime sual etme ! sevgim kapına dayanmış
hadi durma ! al beni içeri, bak ! sevdiğin gözlerini hep sana açmış





Ah Mahirim Leyla sevmek hoştur amma, Mecnun olmak başkadır başka, bundan sonra ki bölümler daha da acılı geçecek bu şimdiden belli oldu. Bu bölüm sadece boyunu ve kuvvetini değil, zekasını da kullanan bir mahir görmek bir izleyici olarak beni mutlu etti.
Nazif babanın da en son öğrendiği olaylarda, evlilik dersi vardı. Evlilik ortaklık demektir. Uzaklık uzak değil, yakınlığa bir mesafe demektir. Üzülse de insan kadınının doğru sözleri sarfetmesi demektir. Elbet üzülecektir koca elbet kahredecektir. Ama bilecektir ki sonunda gerçeği kadını ona söyleyecektir ve erkek için önemlidir güveneceği kadın kadar sırtını yaslayacağı bir dost olması, Dalyan ve Nazif karanın dostluğu bir başka;  dost hayatında eşinden sonra sırlarını paylaşacağın bir yandaştır. Gün gelir umutsuzluğa düştüğünde, onun düşleriyle de ayaklanacağın, kardeşim diyeceğin, iyi ki varsın diyeceğin bir dost, düştüğünde elinin tutan gülerken, kahkahası ile neşene neşe katan dert ortağı dostum benim diyeceği bir dost arar insan. Allah herkese sırtını gönlünce yaslayabileceği bir dost versin.


Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(26.11.2013 )


Eski Sevgiliden Arkadaş Olur mu?



Bir erkek kalbini emanet ettiği bir kadınla nasıl arkadaş kalabilir ki ?
Dokunduğu o ele nasıl arkadaşça dokunabilir ki? Bir zamanlar kendisi için alev alev yanan gözlere şimdi nasıl arkadaşça bakabilir. Kokusunu nasıl unutabilir. Kıskançlık olamayacağını nasıl garanti edebilir. Aynı hislerin tekrardan varolamayacağı ne malumdur.
Başka bir erkek onun elini tutarken, eskisinin ne yapmasını beklemektedir. Yani bir kadın eski erkek arkadaştan nasıl arkadaş kalınacağını düşünür.
Zannımca bu düşünceler  hep bizim izlediğimiz dizilerden kaynaklanıyor. Artık halkı bile öyle alıştırılıyor ki, bir kadını iki can dostu olan erkek seviyor. Önce biriyle çıkıyor, sonra diğeriyle ne güzel dünya, bu nasıl midedir. Buna hiç olmazsa sevdik kelimesi katılmasa ! Sevgi denen şey bu kadar basit bir kavram değildir. Can dostu dediğin arkadaş zaten işe kalkışmadan önce karşı tarafı ne hale getireceğini düşünüp geri çekilir. Zaten insanlar açacakları yaraları düşünerek hareket etseler hasarlar daha az olur. Üzüntüler daha az olur. Çıkmalar daha az, daha seçici olur. Hiç değilse zekaya hakaret olmaz. sevgi arsızı gibi herkes ile çıkacağına az ama seçici olması, kendi benliğini kaybetmemesi daha az hasara yol açar. Sonuçta herkesin isteği aynı ” mutlu olmak. ”



Artık dizilerde bazı değerlerin yok olduğunu görüyoruz, nede olsa insanları da alıştırıyorlar. Dün olmaz dedikleri şeylere, olabilire geçiş sağladığı bir devirdeyiz. Bu konuya başlama nedenimde dün akşam ki Karadayı sahnesi biraz saçmalıklarla doluydu. Bu güne kadar olumlu çıkışı ile  yine öyle devam etmesini istediğim bir dizi, Senaryoda zekasına hayran kaldığım ” Sema Ergenekon  ” ve Eylem Canpolat’ın bir boşluğunu gördüğüme inanıyorum. Öncelikle şu Turgut’a bir şey çaktırmak istemeyen Karadayı ve Feridenin Turgutun evine kadar gidip gözükmesi çok saçma bir hareketti. Mahkeme kararı etkilenmesin diyen Hakime hanım, neredeyse her yerde Karadayı ile beraber geziyor, arabaya biniyor. Bu kısımları biraz saçma buluyorum. Zaten bankaya girerken de nişanlım diye tanıştırdı. Hadi ona halk çok gazete okumuyor diyelim. Öyle kapansın. Lakin akşam ki aşk sahnesinde senaryoda ki kelimeler çok basitti. Yine söylüyorum bu dizide aşkı ince bir oya gibi yavaş yavaş işleyen Sema ergenekon ve Eylem canpolat bu kadar güzel bir anlatım ile anlatırken, neden böyle bir söz söylettiler .

Eski yıllarda, 60 ve 70’lerde yaşanan aşkta hemen yatma kalkma şimdi ki gibi bol keseden olmadığı için, Duygular cep telefonlarında  ki elveda gibi hızlı ve düşüncesizce yazılmadığı için, insanlar hislerini kendi içlerinde tartmak ve benliklerine vakit ayırıp saçma sapan hareket etme eylemlerinden kendilerini azad ederlerdi. Yaşanan aşk daha kuvvetliydi. O insanı hayal edip içinizde büyütüp aşkınızı kabartabiliyordunuz. Şimdi bir kadın hayatının aşkını bulacak, onsuz nefes alamayacak, elini tuttumu”  tir tir titreyecek ” kadar masum bir aşka yelken açacak, Aşk dolu gözlerle bakacak, kalp atışını dizginleyemeyecek, kendi kabullenmediği uzaklığı sanki ömür boyu ayrı kalabilecekmiş  gibi !  hangi zihniyetle Arkadaş kalalım cümlesine bırakacak.



Galiba eskiyi hayal edebilen senaryo yazarlarımız bu güzel hanımlar, Biraz geçmişten günümüze fazla adepte olmuşlar. Hakime hanım zihniyetinde bir insan, bu kadar severken arkadaş kalmayı kabul edemez bırak bunu söze dökemez. O ancak bu zamanda söylenecek bir sözdür. Çünkü o devirde bunu söze dökmeden önce bin defa düşünürsün ve söze dökmeye korktuğun gibi, bunun olamayacağını bilirsin. Ayrı kalmak ölüm gelir. En azından bunu dizide siz bile böyle anlattınız. Şimdi bu modernize konuşma nedir. İnşallah bir an önce eksi kafa ile düşünmeye devam edip senaryoyu yazarlar . Yoksa  güzel diziye fazla modernizelik gelmiş olacak. Bu tatda dizinin aşk dokusunu bozacak.
Zaten güzel senaryo yazarlarımız, kaybedilen o masumluğu anlatmaya çalışıyorsunuz. O zamanlar daha bir başkaydı, aşk başkaydı, saygı başkaydı, arkadaş başkaydı diyorsunuz. Sizi anlıyorum çünkü aynı kafayla düşünüyoruz.O zaman bu çizgiden çıkmayalım.Dizinin sihri devam etsin.
Ben kalbimde beraber yürümeye karar verdiğim kadınla arkadaş olamam.” diyen Mahirin sözleri gibi
” Sen kalem bende kağıt, Yaz beni yarim yarim, Çiz beni yarim yarim, Çöz beni yarim yarim.”
Demek oluyor ki  bir erkekten de eğer seviyorsa ayrıldıktan sonra o kadına arkadaş olmaz.

Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(12.11.2013 )

Aramızda Kalsın ‘’ Krep, Kıymalı Yumurtaya Karşı ‘’


Dizinin her bir karakteri ayrı güzel, insan her birisini ayrı zevkle izliyor. Sabah okula giderken zihin açıcı şekerler, dedenin verdiği okul harçlıkları, o güzel günleri iyi hatırlattı ve bu Cihan az akıllı değil, enişteyi ikna etmenin en güzel yolu Yadigarı işe sokmak, Bahattinin  dayanamayıp kendi yanına işe alacağını biliyor. Gökçe bahadırın güzelliğine söylenecek söz yok, o dalgalı saçları yine çok yakışmış. Güler yüzü yüzüne yansımış. Her oyuncu, oyunculuk adına böyle sıcak bir yapımda çalışmalıdır.
Bu yapım ilerde Gökçe bahadırın seviyesini bir çıta daha yükseltecek. Yani yıllar sonra iyi ki o yapımda yer aldım diyecektir. Sen güzel bülbül ötmeye devam et, sen öttükçe seni dinleyen çok olur ve yemek güzeldir, yemek candır, yemek şarkı ile de yapılır, sevgi ile de yapılır. Yeter ki yaptığın işi sev sen gerisi gelir.
Vagonun başını çekenlerden, Binnur kaya sen ne güzel oyuncusun dizinin başından sonuna kadar kendisi, izleyiciyi ekrana bağlıyor. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim.Birde o yemek yeme tarzı, sen hep gül ve güldür emi, başka türlü ‘’ olucuk hali yok ya ‘’








Aile yapımı olarak çok başarılı bulduğum dizinin en sıcak yanlarından biriside müzikleri, parçaların seçimi dörtdörtlük ve tam zamanında girilen müziklerle bir zoru başarmışlar. Yayın gününü değiştirmeyerek akıllıca bir karar veren Starumalım da dizinin arkasında durur ve destek verir. Böyle yapımlar çok az rastlanır türdür, bunu da kaybetmemek lazım. Kimyanın en önemli kısmı oyuncularının hepsinin kaynaşması ve onu kameraya yansıtmasıdır.
Bu aile tam anlamıyla gerçeklik hissini bize hissettiriyor. Bunda en büyük katkının Uğur Yücel olduğunu düşünüyorum. Neredeyse kendisi ile çalışan oyuncuların tamamı söyler, onunla  çalışmanın stressiz ve rahatlatıcı olduğunu, bence oyuncuların adaptasyonundaki bağda bunun önemi büyük. Senin vurduğun her fırça darbesi Uğur Yücel,  işin bitiminde dört dörtlük bir yağlıboya tablosuna  dönüşüyor , Yani anlayacağınız demem o ki bu dizi Aramızda Kalsın, aramızda kalmasın herkese söyleyelim, Herkes bilsin bu diziyi, Bol reytingli günler ve sevenleri için iyi seyirler.


Murat Sarı
https://twitter.com/muratsari8084
08.11.2013

Bir Kadındaki Kalp Atış





Duracak gibi sanki kalbim ! Nefesim mi kesildi. Hayır başım dönüyor, başka ne olabilir ki ! Kalbim güm güm atıyor. Adımlar yaklaşıyor, nefesler daralıyor. Heyecanıma yenik mi düşüyorum. Ellerini mi saklar oldun sevginden, tedirğinliğinde okunuyor yüzünden. Değmesin ellerin ellerime, bakmasın gözlerin gözlerime, durduramam yoksa kendini. Hala sesimi duymadın mı, bunların hepsi bir kalp çarpıntısında gizli.
Sen aşk evine çağırırsan Hakime Hanımı konuşmak için küllenen ateş, alevlenir yeniden. Sarar  her bir yeri alevler aniden, ne kadar uzak kalmak istesende, kelimeler kifayesiz kalır. Çünkü sözler yürekten.


Artık hikaye gittikçe dallanıp budaklanıyor. Bu aradaFeride, Mahir aşkından çok uzak kalınmaması iyi olmuş. Bu bölümde de feridenin masum bakışlı tavırlarını yeniden  izlemek çok güzeldi. Her ne kadar ” o benim nişanlım sözleri ” mıh gibi kazınsa da insanın aklına. Mahir için söyleyebilecek söz yok. Kimi kime yasaklıyorsun demek isterdi ama ;sessizliğe büründü.
Kardeşi  Orhan ve yeni aşkının arasındaki gelişmeleri bu bölüm göremesekte ilerleyen bölümlerde , izleyiciyi derinden sarsacak Orhan aşkı bizi yeni bir dramaya daha sürükleyecek.
Bunun yanında Mahirin düşmanda olsa bir Nejdeti ve  Kardeşi var Osman gibi, Mahir abisi gösterecek hakikati, zanaati. Eskiden zanaat vardı. Bir işi tam anlamı ile öğrenme vardı. Şimdi ki gibi işsizlik yok. İnsanlar mesleklerini hakkı ile öğreniyordu. Ustaya saygı, çıraklıktan kalfalığa geçiş vardı. Ustayı, zanaatı en azından dizide kısa bir pasaj olarak görmemiz güzeldi.

Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(05.11.2013 )









Bir Kadının Gücü ‘’ Dimdik Ayakta Duruşu ‘’ Pelin Çift


Sert görünümünün altında yatan esas kişilik kalkanlar inince, nasıl derler; tatlı mı ? tatlı, sevimli mi ? sevimli, hoşgörülü mü ? ne ala, zeki mi ? kesinlikle, araştırmacı mı ? tartışmasız. Peki bu programda ne işi var?
Benim fikrim, bilgi yarışması olmasından ötürü, elbette sorular ve cevaplar biliniyor. Ama küçümsemeyin ! O soruları hafızada tutmakta zeka işidir. Sırf kendi gibi insanlarla bir programda güzel bir zaman geçirmek için sunuculuk yaptığını düşünüyorum. Naçizane fikrim, bilgi paylaşımı, bilgi açlığı hep öğrenme isteği bir çocuk edasıyla merak etmesi  gibi durumlar söz konusudur. Bu yüzden bu program kendisi için çok keyifli bir program. Bu yüzden kendisini sadece bir sunucu olarak değerlendirmek çok büyük bir yanlış olur.



Ben zekiyim diyen kadın hiçbir zaman zeki değildir. Zekasını ortaya koyan bir bayan zekidir ve zekayı hoşgörü ile örtmesi, kendini geliştirme ve eğitim ile olur. Bence bunların hepsi Pelin Çift’te fazlasıyla mevcuttur. Habertürk kanalında ‘’ Öteki Gündem ‘’ programında takip ettiğim bir insan olarak Tarih ve Din ile ilgili araştırıp, öğrenip, konuyu bilse bile kendinden bilgili kişiye saygısını gösteren bir bayan, bence kadınları temsil misali olsa, bir temsilci olarak gayet başarılı olur. Sözlerim yanlış anlaşılmasın kendini böyle bir zan altına sokmaya çalışmıyorum. Sadece bu konuda iyi bir temsilci olur diyorum.
Kadınlar sadece evde ev hanımı olmak veya normal işçi olmak için dünyaya gelmemiştir. Erkeklerin yapabileceği bir çok işi yapabilmektedirler. Araştırmacı kişilikleri ile memlekete faydalı çok iş yapmaktadırlar. Yani kadınlar başarılıdırlar, bunu yansıtabilen bir kadın olarak Pelin Çifti kendi adıma kutlamak istiyorum. Sadece bir sunucu değil, sadece spiker değil, hayatı sorgulayan ve sorgulatan bir insan olduğu için, böyle bir yazıyı yazmayı uygun gördüm. Dünkü Bir Milyon Kimin adlı yarışmada Mustafa bey Cumhuriyet kadınlarından bu zamana, kadın küçümsenmemelidir. Kadında bilgilidir. Bu yüzden Fevziye hanımı rakip olarak görüyorum dedi. ‘’ Her nekadar bunu Okan Bayülgen yağcılık olmasın bu tavır desede, bunu düşünmesinin nedeni başkadır.’’



Bütün program boyunca Okan Bayülgenin Pelin Çifte sataşmaları sonucu bunu yazıyı yazmak gerekir diye düşündüm. ‘’ Yıllarını televizyonun ve insanların gelişmesine harcamış bir sanatçı olduğunu düşündüğüm Okan Bayülgen boş konuşmaya her zaman karşı, bir paylaşım olduğunda da bunun insanlara faydası olacak bir paylaşım olmasını tercih eden tecrübeli sunucu, programcı, sanatçı Okan Bayülgen bütün gece Pelin Çifte sataştı. Pelin Çift bir çok yerde cevap verdi, bazı yerlerde ise gülümsedi, hatta hiç beklemediğim bir yerde topuklu ayakkabılarını Okan Bayülgenin pabuçları ile bile değiştirdi. Bence fazla gülümsemeyen Öteki Gündem programındaki yüz ifadesinden sonra bu programla samiyetini daha fazla insana gösterebilecek.  Bu konuda Okan Bayülgenin sataşmalarının büyük etkisi vardır.
İnsanlar mutlaka gülen yüzünü görmelimidir, Hayır! Pelin Çift istediği gibi hareket eder, ama zaten içinde var olan o gerçek kişiliğinin ekrana daha da doğal halde yansıması bence çok güzel. Dün izlerken bunu gördüm. Ve kendi kişiliğini daha aktif bir halde rol alması beni mutlu etti. Dünyada bizi temsil edebilecek kadın portreleri arasında Pelin Çift gibi bir insanın olmasını isterdim. Türk kadınlarını Dünyada da ciddi bir çizgisi olacağının iyi bir sunumudur. Pelin Çifte yayın hayatının iyi geçmesi ve başarılarının devamının gelmesi dileğiyle.Bakalım programda Bir milyon kimin olacak.


Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(19.10.2013 )





















Bize Merhamet Et !!! Burçin Terzioğlu




Müjdat Gezen Sanat Merkezi‘nde aldığı eğitim sonucu 2004 yılında kadın istersedeki rolü ile kendini izleyiciye beğendirdi. Fırtına dizisinde kendi asi karakterini de yansıtabileceği bir rol sayesinde izleyici kitlesini ikiye katladı. Hatta orada o kadar iyi bir oyunculuk sergiledi ki Murat Yıldırımın kalbini çalıp nikah masasına oturttu. Bence de birbirilerine çok yakışan bir çift. SonrasındaEzel Dizisiyle uzun bir aradan sonra sektöre sağlam bir dönüş yaptı. Ey aşk nerdesin yapım olarak düşük bir yapım olduğu için gerekli ilgiyi bence göremedi. Bu yüzden Ezel dizisinin Azad Karaeski karakteri ile geri dönüşü nü yaptığını düşünüyorum.






Gelelim son dizisi Merhamete Narin ve Fırat için söyleyecek bir şeyim yok oyunculuklarını beğeniyorum. Ama sen Burçin Terzioğlu bir başkasın, insanı izlerken diziye bir başka bağlıyorsun. Enerjin çok yüksek, senaryoda bir aşk sahnesini sadece bir çifte bağlarsanız izleyici kitlenizde onu sevenler kadar kısıtlı olur. Ama diğer karakterlerinde aşkını hikaye içine taşırsanız izlenme oranlarındaki farklılığı hemen fark edersiniz.









Senaryo dediğiniz şey hayattan bir kesit ise, o kesit içinde hem baş karakterler, hem yan karakterler, hem kısa vadeli hayatınızda olan karakterler aşk yaşarlar. Bunu yansıtmak bu yüzden çok önemlidir. O zaman izleyici kendinden bir şey bulup diziden kopamaz. Ve aynı zamanda bir oyuncu kendini role ne kadar verirse o kadar başarılı bir sahne ortaya koyar ve bazen öyle bir oynuyor ki şu Burçin Terzioğlu  ‘’ Deniz ‘’gerçektende mi  Mustafa Üstündağ ‘’ Servet Karayele ‘’ aşık oldu diyorum, bu yüzden bize merhamet et Burçin Terzioğlu bu kadar güzel oynama vallahi inanıyoruz. Bir oyuncu daha ne ister ki oynadığı karakterin inandırıcı olmasından başka , bence ilerleyen bölümlerde Servet bey için  ’’ Denizin ‘’  daha çok çılgınlığını göreceğiz. Ben kendi adıma gelecek bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum  ve Burçin Terzioğluna oyunculuğunu hem kutluyor hemde başarılarının devamını diliyorum.
Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(17.10.2013 )

Aramızda Kalsın ‘’ Kimseye söylemeyin ‘’



Canım Ciğerim, sen nasıl bir oyuncusun gözümün nuru Ciğer parem. İndin şu yeryüzüne, hayatın bilgilerini topladın hala topluyorsun. Şimdi o bilgi ve birikimle insanlara oyunculuğunu en güzel şekli ile sunuyorsun. İyi ki varsın Sn . Uğur Yücel, her  yıl değerli bir sanatçıyı kaybettiğimiz ülkemizde senin gibi elde tutulur az oyuncu kaldı elimizde. Bu yüzden Allah sana uzun ömürler versin. Engin bilgi ve düşüncelerini bize kamera yoluyla her daim anlat. 90 ‘lı yıllarda Stand up gösterisine gitmiş birisi olarak hayli gülmüş ve uzun süre gülmekten seyircilerle berber nefes alamamıştık . Kendisi tam bir Meddah’tır.  ‘’ Meddah : Bir topluluk önünde çeşitli hikâyeler  anlatan ve taklit sanatı yapan kişiye denir. Meddah genellikle karakterlerin seslerini, mimiklerini ve hareketlerini konu içinde canlandırır. Abartır, mübalağa yapar.’’  bu tamamı ile anlatan kişinin başarısına bağlıdır.





Bu konuda Uğur yücel tartışmasız bir sanatçıdır. Sakın anlatımımı Cem Yılmaz ile karıştırmayın kendisinin gösterisi farklı bir gösteridir. Dallarında her ikisi de çok başarılıdır, bu benim şahsi düşüncem. Yetenekli  oyuncu Uğur yücel ilkMuhsin Bey filminde kendini göstermiştir. Eşkıyafilmi ile kendini oyuncu olarak bence çok güzel bir seviyeye taşımıştır. Bir çok kültürün sentezini içinde barındıran boş yaşamayan çevresini devamlı inceleyen bir sanatçıdır. Bu yüzden bilgi ve birikimi asla küçümsenemez. Şimdiki toplumumuzda insanların bir şey bilmeden sorgulamadan yaşadıkları yaşamda bu yadsınamaz bir değerdir.






Gelelim Aramızda Kalsın dizisine, en son dizisinden aynı rolü görürmüyüz diye bekleyen izleyiciler için farklılık hemen göze çarpmıştır. Aynı sahneler olmayan ve oyunculuğunun bir başka rengini hemen sahneye koyan Uğur yücel yine farkını ortaya koymaktadır. Bunun yanında Binnur Kaya çok iyi bir oyuncu seçimidir, kendisinin içinde yaşattığı karakterleri bu denli yaşatması çok hoşuma gidiyor. Bu dizinin hiç yoksa en az 35. bölüm garantisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar sıcak yapım dediğimiz bizden olan dizi türlerini özlüyorlar. Tabi senaryoda eş zamanlı ve sürükleyici olursa. Bu konuda başarılı olan sadece oyuncular da değildir. Aynı zamanda yapım şirketi çok önemlidir.





TMC dediğimiz yapım şirketi daha önce bir çok güzel yapıma imza atmıştır. Bir İstanbul Masalı, Aliye, Yağmur zamanı, Hırsız Polis, Beyaz Gelincik, Bin bir Gece, Bıçak sırtı, Canım Ailem, Bizim yenge, Koyu Kırmızı gibi lakin Koyu Kırmızı erken finali hem TMC hem de Star tv hatasıdır. Bir dizinin tutması için, iyi yapım, iyi bir kast, iyi bir günde, iyi bir kanal ile  yayına girmesi gerekir. Bunlardan biri eksik seçildi mi ! o dizinin bölümlerinde kısalma olur, yayından kalkma görülür. Bu yıllardır harika reyting sistemimizle verdiğimiz bir mücadeledir. Aramızda Kalsın dizisi sıcak ve bizden bir yapım olması bunu biraz uzun soluklu yapıyor, oyuncuların inandırıcı oynaması buna ayrı bir artıdır.










Mesela Gökçe Bahadır gibi bir oyuncuyu Kayıp Şehir gibi bir dizide gerçek bir oyunculuk sınavında izlemek harikaydı, mükemmel bir oyunculuk sergiledi,  o role kendini verdi. Bu dizide başta biraz sultan dizisinde oynayan Nurgül Yeşilçay karakteri gibi gözükse de her bölüm farklılığını biraz daha ortaya koyup kendini o rolde ki benzerlikten ayırdığını düşünüyorum. Bir çok diziden toplama gibi gözüken sahneler olsa da ‘’ Yabancı Damat, İkinci Bahar  ‘’ gb. bunu o şekilde değerlendirmemeliyiz. Çünkü zaten yaşadığımız hayatlar birbirinin benzeridir, bu yüzden çok farklı bir hayat göremeyiz. Ama izlerken birazcık bile olsa dertlerimizi unutturuyorsa, bizi güldürüyorsa bence o yapım güzel bir yapımdır. Hepinize iyi bayramlar, ve iyi seyirler. Keyfiniz her daim güzel olsun.







Murat sarı
Muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
(16.10.2013 )