1 Ekim 2015 Perşembe

Poyraz Karayel '' Sinan Ölme ''



Hafta içine müthiş bir sezon açılışı ile girdiğini düşündüğüm Poyraz Karayel dizisi bütün bir yaz izlemeye doyamadığım, başlasa artık diye baktığım bir dizi desem yeridir. İlk sahne açılışının yapıldığı andan itibaren izleyiciyi sarıp giden akışkan senaryosu, ve çok beğendiğim oyunculukları ile yine reytingde üst sırada olacağına inanıyorum.
Poyraz ve Ayşegül aşklarının dizi sonuna kadar ki atışmaları, bağrışmaları, birbirlerine bağlanmaları, poyraz'ın aşk sözcükleri '' unutmak istesem bile unutamam aklıma geliyor sürekli gülüşün, kahve bardağını tutuşun, aşk için kırmızı bülten ile polis imkanlarını kullanmasına kadar. ''
keyifli bir kahkaha şöleni yaşattılar.
poyraz karayel


Sezon final sonrası yeni oyuncuları ile daha renkli ve hikayenin biraz daha güçlendirilmesi ile sezona daha güçlü başlayacak dizide, Amerikan film ve dizilerindeki gibi sondaki sahneyi baştan izleyerek bize acaba sonundaki durum nereye gidecek dedirten sahne, finalde sinan'ın vurulması ile sonuçlanması üzücü oldu. Sinan karakterini çok iyi canlandıran küçük oyuncumuz hele ki babasının evinde o küçük elleri ile babasının yüzünü severken '' seni çok seviyorum '' kelimesi hem görsel hem sözsel harikaydı. Oyuncumuz rol yeteneği ile kendini çok sevdirdiği için bence dizinin vazgeçilmez karakterlerinden olduğunu düşünüyorum. Ayrıca dizinin ana teması her şey oğlum için denildiği için, kendisinin gelecek bölümlerde de yaşayacağını düşünüyorum. Sinan'ın finalde vurulması sonucu poyraz karakterinde ki İlker Kaleliye hayran kalmamak elde değildi. Sahneyi gerçekten yaşattığını düşündüğüm oyuncudur. Her seferinde kendine daha fazla şeyler katarak, Türk sinemasına çok katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Didişen ve inatlaşan aşkların her zaman daha fazla reyting aldığını düşündüğüm için poyraz ve ayşegül'ün ayrılıp tekrarda barışma çabaları izleyiciye hem keyif verecek hem reytingini yüksek tutacaktır. Elimizde ağustos böcekleri gibi gözünün içi parlayan Burçin Terzioğlumuz da olduktan sonra bu başarı yine kazanılır. Musa uzunların gelecek bölümde baba şefkati ile yeniden kollarına alacağı Poyrazı izleyeceğiz. Hikaye daha birlik beraberlik içinde geçecek ve o sıcaklığı yakalatacak. Her karakterin ayrı tat verdiği poyraz karayel'de bu renklilik oldukça '' Sefer karakterinin Sema'ya evlilik teklifi gibi, semanında ben çoktan ayarladım tatillerimizi demesi, Zülfikar gibi ağır ama dramatik bir karakterin aşk hayatı gibi, sadrettinin kendinden olmayan çocuğu gibi '' izlemeyip ne yapacaksın. Dizimize yeni yayın döneminde iyi bir reyting dileğiyle.

Murat Sarı
01.10.2015

2 Ağustos 2015 Pazar

Kiralık Aşk '' Farketmeden''


Cuma günü yayınlanan bölümü ile izleyiciden tam not alan dizi, bu hafta izleyiciyi ekrana kitledi. Aşk ve gurur sahnelerini çok iyi ekrana taşıyan dizi senaristi, oyuncuları sahneleri izleyiciye yaşatarak bir başarı sağladığı gibi her hafta fragmanları ile de izleyici yi sabırsızlıkla cuma gününe hazırlıyor. Bu hafta gurur ve ön yargının hem engelleyici hem de aşk denen o güzel şeyi nasıl körüklediğini gösterdi.

Oyuncu olarak bu dizide herkesi izlemek keyif veriyor. Hele ki başrol de Defne karakterini izlemek benim için ayrı bir zevk toplumumuz saf ve temiz kalpli kızları hem çok sever hemde onları bağrına basar. Defne'nin saf tarafı izleyiciye iyi geliyor. Bu bölümde heyecanlanışı Ömer'in neden geldiğini anlayamaması, geçen bölüm teknede de iken sessiz bakışları gözyaşlarını tutamayışı, sonra bu bölümde araç yaklaşırken bakışmaları, makyajsız doğal hali ile gözlerini tekrar aşağı indirerek gurur ve mağrur bakışlarını kaldırıp ömer bey ile bakışmaları...


Sessiz konuşmaların, cevaplanamayan soruların olması, bakışmaların olması, saygının, biraz gururun olması aşkı daha fazla körükler. Bu dizi izleyenlere bu nedenle çok keyif veriyor. Ömer'in kıskançlığında ki tavırları her kadının yaşamak istediği tatlı bir andır. Erkek hemen koruyuculuğa geçmek ister. Sevdiği kadın Defne'nin, bir hediye için Sado'da temizlik yaparak sırf sevdiği erkeği mutlu etmek istemesi bile hediyelerin en güzelidir. Ömer gibi bir karakter de defne'ye çok uygun olduğu için Prens ve Prensesi halk bir arada görmek istiyor.







Demet evgar Farketmeden

Bu hafta ayrıca Demet evgar'ın farketmeden parçasını okuması dizideki zamanlama açısındanda on numaraydı. Fikret kızılok gibi derin kelimelerin efendisi olan bir sanatçının, o güzel sözlerindeki duyguyu saygı ile okuduğunu düşündüğüm Demet Evgar, dizinin tüm oyuncuları gibi sözleri bize tatlı ve derinden hissettirdi. Defne ve Ömer aşklarının sessizliğini adeta melodilerle anlamlandırdılar. Bakışlarla sözlerin söylenişi zamanlama olarak tam bir başarıydı.Aşk bazen böyle inatla farketmeden bazen kaçarken, bazen hç aklında yokken yani ''farketmeden '' seni esir alır. Ne güzel söylemişsin Fikret Kızılok;

Susamış suların akışı gibi
Çaresiz gözlerin bakışı gibi
Kapının ansızın çalışı gibi
Akrebin ateşte yanışı gibi

Vazgeçip uzaktan senin yanında
Kendime cevapsız soru sormuşum
Kaybolup giderken fırtınalarda
Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum

Farketmeden senin olmuşum

Güneşin gölgede kalışı gibi
Uykunu düşlere dalışı gibi
Kalbimin nabzımda atışı gibi
Bir yolun bir yere varışı gibi

Vazgeçip uzaktan senin yanında
Kendime cevapsız soru sormuşum
Kaybolup giderken fırtınalarda
Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum

Farketmeden senin olmuşum

Haftaya yayınlanacak bölümü ile sabırsızlık yaratan dizimize şimdiden o günün hemen gelmesi dileği ile herkese iyi seyirler.

Murat Sarı

02.08.2015

19 Temmuz 2015 Pazar

Kara Para Aşk '' Koşulsuz Sevgi ''




Yayın hayatına 54.bölüm ile son veren Kara para aşk dizisinin küçük büyük yaklaşık 20 taneye yakın fan club var. Bu gruplardaki hayranlardan dizi bitmesin kampanya yapılsın diye çok mesaj aldık. elbette sevilen bir dizinin bitmesini kimse istemez ama dizide sürükleyicilik azalırsa yapımcılar, kanal sahipleri diziden vazgeçer. Devam etmesi beklenen dizinin finali gelecek kış yapılacaktı. Ne yazık ki reyting ve fan club dışında da izleyici kaybetmesinden dolayı diziyi erken finale götürdüler.
Bana kalırsa doğru karardı, anlatılmak istenenler anlatıldı. Bundan sonrası izleyiciyi daha fazla sıkabilirdi. O yüzden erken final ile karakterleri de daha fazla öldürmediler. Hem bu dizi sayesinde baş karakter dışında, insanlar başka karakterleri de sevdi ve başka yapımlarda da görmek istediler.
Koşulsuz Sevgi
Ömer ve Elif karakteri her ne kadar güzel bir uyum içinde olsa da, önce kanal yayın politikasında geç saatlerde dizinin yayına koyulması, artık karakterler arasında ki bağlar uzun sürmediği gibi çok hızlı oldu bitti'ye getirilip, konularda ki hikayelerin hemen bir yerden başka yere atlaması kurguda bir çok saçmalığa neden oldu. Böyle saçmalıklar yaşanacağına erken final yapıp izleyiciye daha iyi bir son ile veda etmek bence daha güzel karar oldu.





Elif ve Ömer karakterlerini çok sevmeme rağmen son zamanlarda o sıcaklığı yakalayamıyordum, artık o sıcak bağ işlenirken bir şeylerde eksiklik hissediyordum. Dış karakterleri baş rol oyuncularına iyi bir şekilde bağdaştıramadılar. Bir süre sonra diziyi de koşulsuz sevmek mümkün olamadı. Elif ve Ömer birleşti ama artık daha uysaldılar. Aslında başlarda koşulsuz sevginin anlamını anlatırken, birbirlerinin ellerini tutarken, gözlerine bakarken, sessiz bir şekilde bakışıp konuşurlarken, Neyse ki güzel bir final ile bitirdiler.
Esas bu dizi sayesinde yeni bir ikilimiz daha oldu. Öyle ki her kes bu diziden sonra başka dizilerde de bir arada görmek istedikleri bir ikiliye sahip oldu. '' Metin – Saygın Soysal, Nilüfer Bestemsu Özdemir '' seyirci bu ikiliye bayıldı. Hatta başka dizide buluşmaları içinde fan club harekete geçti. İnternet'te her yerde bu konudan bahsettiler. Bu projede kendilerine doyamadıkları için yeni projelerde de bir arada görmek istediler.Unutmayalım fan club oyuncular için çok önemlidir. Tabi yeni dizi için bir arada görmek istesek de bir sene herhangi bir yapımda yer almayıp yüzlerini özletir iseler daha iyi olur.




Zamanında Tuvana Türkay ile Engin Akyürek aynı projede buluşsun diye hayranları dizilerden oyuncuların sahnelerini keserek kendi dizilerini yaratmışlardı. Bugün izlediğimiz kara para aşk dizisinde başrol olmasa da yan rol ile aynı dizide buluşmalarına sebebiyet vermişlerdir. Yarın öbür gün Saygın ile Nilüfer ikilisinde bir yapımda yine bir arada görürseniz şaşırmayın. Buradan oyuncuların fan club izleyicilerine sesleniyorum. Sizler sevdiklerinizi bırakmayın takip edin çünkü onlar sizler ile var oluyorlar. Yani demek istediğim '' Koşulsuz sevgi ''
Tartışmasız rolüne on numara yakışan bir karakterde Tayyar Dündar karakterini izlemek dizi boyunca harikaydı.Eline sağlık ustam seni izlemek tam bir keyif. Dizimizin bunca zaman verdiği emeğe ve arada bazı bölümlerde Ülkenin sorunlarına değinerek sosyal dayanışma çabası içinde olmasından ötürü teşekkürlerimizi iletiriz. Yeni yayınlarında oyuncularımıza başarılar dileriz.


Murat Sarı




19.07.2015

28 Haziran 2015 Pazar

Kiralık Aşk '' Yaz Bahçesi Elçin Sangu ''



Yayına başladığı günden beri izlenme oranı birinci sırada olan yaz dizimiz bence sezonu da iyi kapatır. Her ne kadar başka dizilerde ki karakterlerden benzerlikler olsa da, dizilerin izlenmesi için bazı formüller vardır. Yapımcı ve senaristerde bunu uyguluyor. Bizi eğlendirebilecek bir dizi, Barış Arduç için iyi bir başlangıç olacağını düşündüğüm önceki oyunculuklarından çok burada daha fazla bir kitleye hitap edebileceği için kendisini bir sonra ki işinde, fayda sağlayabilecek bir rolde izliyoruz.
Bir dizide başrol oyuncularının kimyası tutması gerekir. Eğer bu uyum olmazsa, izleyici bunu hemen hissediyor. Bence barış arduç ve elçin sangu bu kimyayı yakalamışlar. Yasemin karakteri her dizimizde olan aykırı sarışın, her şeyi isteyen rolü ile oyunculuğunu sergiliyor. Diğer dizilere göre farkı, bu karakterin aptal sarışın rolü değilde daha akıllı ve cabbar olması bir fark yaratıyor.


Yaz Bahçesi
Elçin sangu bir yaz bahçesi gibi, bana göre Bir Aşk Hikayesi dizisinde ki aykırı kız rolü o fettan hareketleri dizide çok önemli bir yer tutmaktaydı. İçinde ki karakterin dışa vurumu için kendisine çok iyi bir rol gelmişti. Kurt Seyit ve Şura rolünde bana göre duygusal kadın rolünün altından tam bir başarı ile kalktı. Her ne kadar dizi bizim memlekette pek seyredilmese de, ben o dizi içinde kendisini parlayan bir yıldız olarak gördüm. Bana göre kişiliğinin iyi bir yansımasını bize izlettirdi. Ses tonu, bakışları, beden dili ile kendini anlatabildi.

Ne yazık ki Sevdam Alabora gibi saçma bir yapıma, eminim ki bir hata sonucu evet dedi. Türk halkı hep aynı şeyi izlemekten bazen keyif almaz. Orada ki rollerde çok çakma rollerdi. İyi ki bitti. Kendisini yukarı değil aşağı çekecek bir roldü. Kimse yaz bahçesinde kaktüs görmek istemez.

Kiralık Aşk ile gözlere sürme çeken saf , temiz, dobra kız rolü ile Defne '' Elçin Sangu'' hayran kitlesini dahada ileriye taşıyacağına inanıyorum. Halkımız temiz kalpli tavrı olan rollere cevabı hep evet olmuştur. Zaten bunun cevabını reytingler ile alıyoruz sanırım. Şimdi kendisini o yaz bahçesinde bir gül,lale, sümbül ve en çok da bir papatya gibi içindeki binlerce rengi ve kişiliği görebileceğimiz bir rolde izleyeceğiz. Her bölüm heyecanla beklenen bir saflığın dışa vurumu ile izleyiciye kendini seyrettireceğine inanıyorum. Kendisi bence daha da fazla başarılı olmayı hak ediyor.

Neriman hanım rolü ile izlediğimiz Nergis Kumbasarın kendisini bir oyuncu olarak çok beğenirim. Aşk Yeniden dizisinde ki çok tutulan karakter olan mukaddes ''Lale Başar '' rolündeki gibi kendisini görür gibi olsam da ilk bölümün 20.dakikasından sonra hemen o rolden sıyırdığını düşünüyorum. Hatta erkekler ve kadınlarla ilgili uzun zamandır, bu kadar doğrucu yorum yapan bir karakter yoktu. Tabi ki Poyraz Karayel dizimizin Zülfikarı '' Celil Nalkaçan '' çok farklıdır. Aforizma olacak sözleri ile hepimizi çok güldürdü ve eğlendirdi. İki bölüm geçmesine karşın kendi karakterini öne sunan Neriman hanımında bilinen ama unutulan kendine has sunumu ile aforizmaları çok konuşulacak gibi. Bunlardan bazılarını dile getirmek istedim.

*Erkek dediğin teknik taktiktir.
*Teknik taktik dediğin kılık kıyafetten başlar.
*Bir kadın için güzellikle rahatlık ters orantılıdır.
*Erkekler karşılarında mutlu pozitif kadın görmek isterler. O yüzden biz kadınlar evlenene kadar gülümseyip, evlendikten sonra ömür boyu surat asarız.
*Erkekle ortak müzik zevklerin olsun. Erkekler kendilerine benzeyen şeyleri sever.
*Yada erkeğin sevdiği bir kitabı kadının'da okuduğunu görmesi gibi
*Ve kadında topuklu ayakkabı, saç ve makyaj olmalıdır.
Yeni bölümlerdeki aforizma sözlerin devamı ile yaz bahçesi Elçin Sangu ve ekibindeki tüm oyuncu, teknik kadro ve senaristine şimdiden başarılar. İyi bir yaz dönemi geçirmeleri dileğiyle. Bol reytingler.

Muratsari8084@hotmail.com
27.06.2015






















27 Haziran 2015 Cumartesi

Çilek Kokusu ve Yapacakları




Kiraz mevsimi dizisinin yapılması sektöre ciddi bir hareketlilik getirdi.Geçen sene bir yaz dizisinin bu kadar çok tutması, hatta kış ayında bile sürmesi bir çok yapımcıyı hareketlendirdi. Keşke yapımcılar tutan bir şeyden ilerleyerek aynısını kopyalamasa böylelikle kendimizi tekrar etmekten de kurtulurduk. Bize de lazım olan Kiraz mevsimi gibi fark yaratacak projeler üretmektir.
Aynı senaryolar yazılması, sürekli kanallarda dizi isimlerinin benzerliği, Aşk yeniden tutunca '' Acil Aşk Aranıyorİnadına AşkKiralık AşkAşk zamanı, Güneşi Beklerken dizisinden sonra Güneşin Kızları ''gibi ne demek istediğim bu örnekle daha net anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Üretkenlik yerine kopyalamak bir çok kişinin daha çok işine geliyor. Toplum bundan hoşlandıysa aynısı yapalım demek daha kolay ve sonra bu yapımların yaz sezonunu doldurmadan kapanmasıda bir o kadar basittir.
Geçmişte Amerikan dizilerini kopya çekiyorduk. Şimdi ise son senelerde çok fazla kore dizilerinin çalıntı uyarlamalarını görüyoruz. Nasıl peki! senaryonun tamamı mı değil, belli kısımlarında ki fikirler aynen bizim Türk dizilerine uyarlanıyor. Belki bir gün Leyla ile Mecnun tarzı kendi has dizi türlerini daha fazla yaratırız.




Bu sezon yayına başlayan Çilek kokusu dizisine elbette başarılar dileriz. Annesi ile yaşayan saf temiz kızın öyküsü ile yine holding sahibi gencin aşkı, konu yine son 6 dizide işlenen pastacılık işi ile kadraja giriyor. Zaten bir dizi yapıyorsan önce çocuk holding sahibi olsun yada modacı ya kıyafet ya ayakkabı tasarlasın, kız ya pastacı olsun, yada holdingde çalışsın. Şimdi düşünün izlediğiniz 6 veya 8 dizide bu görüntüler dönüyor. İzleyen genç kesimde izlerken zannediyor ki evren bu holding, pastacı ve modacılar üzerinde dönüyor. Çünkü dizi isimlerinin adının bir tanesi değişiyor,senaryolar hep aynıdır. Geri kalan yapılacak işler bellidir. Bu memlektte başka işle uğraşan yok. Herkes sanki bu işleri yapıyor.
Birde dizilerimizde yaşanan şu aşk meselesi, bütün kızlar hep saf ve önce esas oğlanın yakın arkadaşına temiz duygularla aşk besliyor. Sonra onun yerine esas oğlana dönüyor. Peki tuttu diye tüm aşklar böyle yaşanıyormuş gibi göstermek ne kadar doğrudur. Her halde biz insanlar başka şekilde  aşık olamıyoruz?
Tabi biz gülüp, gülemediğimize bakıyoruz. Çünkü insanların gülmeye ihtiyaçları vardır. Sistemde sizi güldürüyorsa buna ayak uyduruyoruz. Ama öncelikle bir izleyici olarak hep aynı yapımlarda sadece oyuncu değiştirerek, yeniden ve yeniden aynı sahneleri izlersek bu  insanı bir yerden sonra sıkıyor. Neden derseniz yapımcılar bu işleri yıllar öncede denediler, sektör iki yıl ekmeksiz kaldı. İzleyici ilgilenmedi. Sonunda yine yaşanacak durum bu olacak. Ondan sonra belki yine özgün senaryolar gelmeye başlar. Şimdilerde ki diziler kopya olsada ekibin içindeki senaristler eğer bizim yaşamımıza daha çok uyarlayıp anlatır ve kendi espri diyaloglarını yaratırsa o zaman dizi seviliyor ve samimi bulunuyor.
Çilek kokusunda daha o samimiyeti yakalayamadım.Gelecek 2 ve 3.bölümlerin daha iyi olacağına inanıyorum. Umarım 5 bölümden sonra bize daha akıcı bir diyalogla yaklaşırlar da, kendimizi Kiraz mevsimini yada Aşk yeniden dizisini izliyor havası oluşmaz ve kendi tarzını yaratan dizimizi izleriz.
Yaklaşık 26 dizi ekranlarda yerini almaya başladı. Bakalım yaz sonu elimize ne kalacak. Şimdiden Çilek kokusu ekibine başarılı bir yaz geçirmeleri dileği ile iyi reytingler diyelim.

muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
27.06.2015













15 Haziran 2015 Pazartesi

Karadayı ''Veda''




Ölçün kendin olsun, başarın kendin olsun, kendin gibi bir nsan ol, yüreğindeki özü sözü sevgiyi kaybetme ki, yolun hep aydınlık olsun der dedesi ve bir masal gibidir herkese ninnisi. Dinledik dedemizden babamızdan şiirleri, ders nitelğindeydi insana nasihatı ve sözleri.
Bir aile olmaktı, birlik olmaktı. Sevmekti aileyi hataları, sevinçeri, gözyaşları ile ve ne olursa olsun yaşamaktı. Baba bir çatı altında toplayandı ve o çatı altındaki temeldi anne ve çoculardı, bahçedeki çiçekler.
Sevdaya dair bir kadındı feride
sadıktı, kocaya, evine, eşine
Su serperdi insanın yüreğine
Ancak böyle bir kadın yatar, bir erkeğin gönlünde
Güçlüdür dışarıya karşı ezdirmez ailesine sövene
Ve sıcaktır elleri sana gülen evde gözleri bakar gözlerine

Bir erkekti çoğu kadının düşlerinde avunduğu
Bir zamanda yaşasa da, tüm zamanda kadınların hayalini kurduğu
Kadını saran ,kollayan, gözeten bir güç timsali
Timsali dışarda, içerde kadınına söyler sadece sevgi sözleri
Ve kadın bilir, özel bir erkekte bulduğu bu özel hisleri
Mahir kara'dır. Kadınların içindeki erkeğe dair simgesi

Babalar evlatları ile öğrenir hayatı
Yaşamayı, doğruyu, yanlışı, geçen zamanı
Ve çocuksundur içinde sevgi, babana doğar
Bir gün gelir baba olursun çocuğunda seni sevgiye boğar.
Hayat bir ayna gibidir. Kendini izlersin! hayat boyu yaptıklarınla
Ve toprağa doğru ekersen tohumu her ağaç meyve verir dalında
Güzel bir döneme imza attılar. Özlemimizi çektiğimiz, unuttuğuuz bir çok duyguyu yaşattılar. Elbette çekim, senaryo hatarı, belki oyunculuklarda düşme bile yaşanmıştır. '' Her dizide olan bi sorundur.'' Mesele anlatmak istediğin şeyleri olabldiğince seyirciye geçirebilmektir. Bence bu ekip senaristleri, yönetmeni, teknk ekibi ve oyuncuları ie ellerinden gelenin en iyisini yapmıştır. Anlatmak istediklerini anlatmıştır ve ne kadar güzel oyuncu seçimleridir ki, her oyuncu o kadar güzel oynadı ki biz her karaktere inandık, onunla yaşadık, onunla ağladık ve güldük.Bir çok duyguyu anımsatan, eskide olupta hala yaşamamızda olması arzulanan ve ne olursa olsun bildiğin doğru yolda savaşmak ve sevmenin ve şefkatin ne kadaar değerli olduğunu hatırlatan tüm çalışan ve emek veren güzel ekibe içten teşekkürler.
muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
16.06.2015

13 Mayıs 2015 Çarşamba

YENİLMEZLER 2 İLE KORKULAR ÖZGÜR KALIYOR


İlk serideki büyük başarı sonucu, yeni seri eskisine göre daha fazla duygusal anlar barındırıyor. Serinin ilk bölümünde Hulk hayranı olmayan herhalde kalmamıştır. Şimdide izlerken Yenilmezler Ultron Çağı bir çok kişiyi hem eğlendiriyor, hemde aşk sahneleri ile hüzünlendiriyor. Kara Dul ve Hulk derin bir aşk yaşıyor.
O yüzden böyle aşk sahneleri içinde dev aşk değilde, ultron aşk denmesini daha doğru buluyorum. Görsel anlamda ilk seyirde ne kadar keyif aldıysanız emin olun ikincide'de aynı keyfi alıyorsunuz. Bu sefer tek tek karakterlerin yaşamından kesitler veriliyor. Nelerden korkarız?  içimizde bir korkuyu yaşatarak, sonunda o korkunun gerçek olmasınımı sağlarız?
Dünyayı kurtarmak için iyi bir şey yapayim derken, yaptıklarımız ile yıkım yaratırmıyız? İlk seride çatışıp birbirleri ile uyum sağlamaya çalışan yenilmezler serisi, ikinci'de daha fazla uyumsuzluk yaşasalarda bu işin sonunda birlikten hep güç doğacağını anlıyorlar. Tony Stark'ın büyük bir hayali vardır. Bir gün insan üstü varlıklar tam kapasite dünyaya saldırmak isterlerse, kendilerinin bile yeterli gelemeyiz inancı ile yapay zekayı yaratmaya çalışmaktadır.
Bir başlangış hikayesini uzunca yaratmadan direkt hikayeye girebilen bu yeni serimizde, kahramanların her biri içindeki yaşadığı derin korkuyu yansıtmaları çok güzeldi. Hatta Hawkeye'nın hayatına değinilmesi çok güzel olmuş. Ailesi ile yaşananlar kendisini daha tutulur bir karakter haline getirmiş. Bu sayede bizlerin kendi kurduğu dostluk gibi bir bütün olunması gerektiği, normal bir insan bakış açısı ile daha iyi anlatılıyor.
Aslında filmimiz bilinmeyen bir gerçeği aktarmıyor. '' Kişinin en büyük düşmanı yine kendisidir. '' bu sözün bir kanıtı olan Ultron'un yaratıldıktan sonra Tony Stark gibi düşünmesi ama onun gibi hareket etmemesinden anlıyorsunuz. Bir alt kişilik oluşumu, diğer tarafın kontrolü ele alma isteği ve savaşını izliyoruz.
Marvel ile X-men serisi bir bütün ve dünyada böyle yer alsada, 20th Century Fox '' mutant '' teriminin haklarına sahip olduğu için filmde bir mutant değilde, Scarlet Witch '' Elizabeth Olsen '' karakteri özel sıfatı ile anılıyor. Bu cümledeki anlam karmaşası ondan, yoksa merak etmeyin marvel sevenler o yine bir mutant'tır.
Kahramanların kendi aralarındaki espiriler ise ilk filmde nasılsa ikincisinde'de aynen devam ediyor. Yenilmezler yine dört dörtlük bir başarıya imza atmış. Tek üzüldüğüm film bitince '' Gerçek Marvel izleyicileri bilirler, sonunda gelecek filmden kareler verilir. Bu seferki sahne çok kısa sunulmuştu.

Murat Sarı
muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com//muratsari8084
( 13.05.2015 )





5 Nisan 2015 Pazar

Karadayı Bir Hayat Kurtardı. Ölümden Dönüş!



Bir hayat ne kadar değerlidir? Ölüm size ne kadar uzaktadır? Yaşamak için bir insana ne gereklidir? Ben size söyleyeyim iyi bir işten önce, kalacak bir yerden önce, arkadaşlardan önce, yemekten önce, her şeyden önce ‘’ umut’’ umut insanı her daim ayakta tutan şeydir. Bir insanın içinde umut yoksa yaşaması için hayat ona bir anlam ifade etmez. Hiçbir şey tat vermez.
Hayat, yeterli umut isteğini içinizde yaratmayabilir. Ama bazen izlediğiniz bir film ya da dizi yaratır. İçinde o rolü canlandıran oyuncu, mekanlar, hikaye her şey sizi içine alabilir. Kendinizden bir parça bulabilirsiniz. Bu hafta bu konuya değinmek istedim çünkü ‘’ mahir feride fan club ‘’ sitesinde paylaşılan bir yazı beni etkiledi. Oyunculardan sizin beğendiğiniz Mahir kara, Feride, Yasin ya da Ayten, Turgut ve bence liste başı Nazif baba bile olabilir.
Oyuncular aslında çok zor bir iş başarıyorlar. Gerçekliğe olabildiğince yakınlaşma çabaları, rolü kendisinde bir bütün olarak yaşatıp insanlara bunu göstermeyi başarmak için çabalıyorlar. Tabi başka unsurlarda lazım, çok iyi bir senaryo, iyi bir yönetmen, iyi bir kadro ile başarı perçinlenir. Beklenmeyen, düşüncelerinizi hiçe saydığınız anlarda tekrar canlanan hayalleriniz ile nefes almaya başlarsınız.
Yaşam çok önemli bir meziyet ve bize verilen çok büyük bir armağan, bu armağanı iyi değerlendirmeliyiz. Olurda bunu unutursak hatırlatan şeyleri terk etmemeliyiz. Hayatta en büyük zenginlik sağlıklı nefes alabilmektir. Ne olursa olsun Güneş her sabah bize sıcak yüzünü gösterir. Öyleyse bizim gülümsememe gibi bir özelliğimiz olamaz. Bize büyük bir hediye verilmiştir oda  ‘’ Hayat’tır. ‘’ İzleyicimizin kendini öldürmek isterken, Karadayı dizisi ile yeniden hayat bulması çok sevindirici, bu bütün dizi ekibinin başarısıdır.
Tabi bu yazıyı okuyan okuyuculardan, dizilerin bazılarının bir işe yaramadığını düşünebilir. Filmlerde belki gereksizdir. Kimsenin fikrini değiştiremeyiz, insanlar kendi fikirlerini gördükleri veya okudukları şeyler ile içinde yaşadıkları iç savaş sonucunda değiştirirler. Biz anlatırız, başkası oynar, başkası yaşar ama er geç bazı gerçekleri anlarız. Kimileri bu hayatını kurtaran dizi için teşekkür eden izleyiciye inanmayacak, kimi gerçek yazı değil diyecektir. Size bir sır vereyim, odaklanmanız gereken kısım bu kısım değildir. Boş verin her şeyi inanan inansın, inanmayan inanmasın! Siz şunu düşünün öleceğine inanan bir insan vardı ve bir dizi ile hayatının değiştiğine inanıyorsa, onun bu güzel yazısını okumakta olup kendi hayatında bir değişiklik yapacak başka bir insan daha vardır.  O zaman inanmayanlarla çok işimiz yok, inanıp kendi hayatında değişiklik yaratmış insanların hikaye paylaşımlarına daha çok ihtiyacımız var. Sevilen bu yazının birçok insanda sevindirici ve hatta kendinde gülümseten bir yan oluşturması dileğiyle. 

İzleyicimizin yazdığı yazı aşağıdadır:
Bu yazacaklarım aslında bir intihar mektubunun cümleleri, kelimeleri, heceleri ve harfleri olacaktı. Her şeyden vazgeçmiş, dünyadan umudu kalmamış bir insanın yazacağı son satırlar olacak ve aranızdan hiç kimsenin bu kelimelerden haberi bile olmayacaktı ben toprağın altında yatarken.Mutsuzluğun ve ümitsizliğin dibine vurup da benliğinde ufacık da olsa var olma sebepleri arayan, gitmekle gidememek arasında kalmış bir insan düşünün. Sonunda bu çaresizliği bir intiharla taçlandırmaktan başka bir çaresi kalmadığını düşünen birini… O sıralar ne Karadayı vardı hayatımda ne de başka bir ismin arkasına saklanıp açtığım sosyal medya hesaplarım. Birbirinden güzel yüreklere sahip Karadayı ailesi de henüz bir araya gelmemişti tabi. Güzel yüreğinizle bir yerlerde birilerine huzur veriyordunuz mutlaka ama henüz bana değil. Karadayı başlamadan bir yıl öncesi… 2011’in serin bir ekim akşamı günlerden Salı… Gitmenin kalmaktan daha mantıklı olduğunu düşünüp intihara teşebbüs ettim. İçtiğim 64 tane ilaç eşliğinde… İçmeden önce saydın mı demeyin evet saydım. Yaptığım çılgınlık son anda fark edilip hastaneye yetiştirildiğimde hala beni bırakmaları için ev arkadaşlarıma yalvarmakla meşgulmüşüm. Mevzuat gereği intihara neden kalkıştığımı soran polise vereceğim bir cevabım dahi yoktu. İntihar sebebi olarak öne sürdüklerim ise: Kalabalıklar içinde yalnızım, insanlara güvenim kalmadı, herkesten nefret ediyorum çünkü herkesin derdi birbirinin arkasından iş çevirmek olmuş, yaşama nedenim yok, böyle bir ülkede yaşanmaz zaten, okul bitse de yapacağım işi sevmeyeceğim, içim bu kadar sevgi ile dolu iken beni sevgisiz büyütmüş bir ailenin kurbanıyım gibi nedenlerdi. Yaşamak için elle tutulur tek bir sebebim bile yokken, resmi kayıtlar bile bunları intihar gerekçesi olarak görmüyordu. Kısacası devlete bile anlatamıyordum dertlerimi. O bile beni dinlemiyor, anlattıklarımı, duygularımı kayda değer bulmuyordu. Derslerden sıkılmış yazdılar tutanağa. Bu intiharım ilkti ama ikincisinde ölmek için tüm tedbirleri alacak ve kesinlikle başaracaktım. Geleceğe dair zerre kadar umudu olmayan, yalnız, çaresiz, aile içi şiddetle yetiştirilmiş, baba tokadının, anne şiddetinin ne demek olduğunu bilen, zamanında aşktan da okkalı bir tokat yemiş olan ben, bir gün gelip de aranızda şefkat ve huzuru bulacağımı nereden bilecektim.

Gelelim Karadayı dizisi seyircisini nasıl ipten almış konusuna. Yani üç yıldır bana ölümü unutturan olayların başına. Sizin yüzünüzden ölemiyorum resmen. Hem dizinin sonunu merak ediyorum hem de sizi bırakıp gidemiyorum. Ben sabırsız bir insan olduğumdan asla bir dizinin takipçisi olmadım şimdiye kadar. Dizi takip edenlere de şaşırdım durdum. Bravo iyi sabrediyorlar diye. İntiharım ile Karadayı’yı izlemeye başlamam arasında geçen süre yaklaşık 1 yıl. Beynim uyuşsun da salak salak sırıtayım, taktığım maskeler daha bir gerçeklik kazansın diye verilen ilaçların artık etkisini kaybetmeye yüz tuttuğu, ölümün yine sevimli gelmeye başladığı günlerden bir gün derse gitmemiz gerekiyor ama o gün ben de kalmaya gelen arkadaşım internetin başından bi türlü ayrılmıyor. Yüzünde şapşal bir gülümseme ile youtubedan bişeyler izleme çabasında kendisi. 
“Hadi ya yürüsene geç kalıyoruz derse” diye çıkıştığımda: 
“Dur dur bak adama aşık oldu valla kız” diye bir yorum geliyor arkadaşımdan. 
“Ya bırak aşkı meşki gerçek değil hem onlar haydi gidelim” diye tekrar çıkıştığımda: 
“Off ya bi rahat vermedin nasıl tatlılar... Nasıl yakışıklı Allahııım!” diye söyleniyor arkadaşım. 
“Öff hani kim, neresi yakışıklı.” diye ekranın başına geldiğimde Kenan İmirzalıoğlu ile göz göze geliyorum.
Tüm umursamazlığımla: “Bu mu yakışıklı yaa hadi gidelim” diye ortamın havasını alıyorum bıyıkla harika göründüğünü düşündüğüm halde. 

Hayata gıcığım ya hani Kenan İmirzalıoğlu da nasibini alıyor bundan. Kainatın yakışıklı seçtiğine bile burun kıvıracak kadar yaşamaktan bıkmışım, düşünün. Arkadaşımın izlediği bölüm 11. Feride’nin pasta yemeye çalıştığı sahne. Gözüme Bergüzar Korel ilişiyor. “Aşk geliyorum demez” filminden biliyorum kendisini. Biraz da Şehrazat olarak. Ama bu sahnede farklı bi hava var kendisinde. Duruşu, bakışı, role girmesi… Bir müddet dünyadan sıyrılıyorum. İki oyuncunun arasındaki ahenk, bizim yerin büyüsü beni de sarıyor. Olduğum yerde çakılıp kalıyorum. Kuş sesleri, uzaktan görünen deniz ve kıyafetlere bakılırsa çok sevdiğim serin bir hava. Tıpkı intihara kalkıştığım gece gibi serin. Aynen o gece ki gibi, bu sahnede de ne hissettiğimi hâlâ kendime tarif edemedim. Huzur vardı galiba, samimiyet, mahcubiyet, korku, bir tutam aşk. O an cereyan eden olayları bilmiyorum. Dizinin başını bilmiyorum. Dizinin ve bu iki güzel karakterin isimlerini dahi bilmiyorum. Ansızın kendime geliyor, arkadaşımı yerinden kaldırıyor ve fakülteye gidiyoruz. Ama bende bir tuhaflık hali… İlk görüşte âşık olmuştum Karadayı dizisine. Ama sabırsızlığımdan korktuğum için ve zaten yakın zamanda kendimi öldüreceğim için geleceğe dair işlere yatırım yapmak istemediğimden açıp izlememek için direniyorum. Arkadaşım bana gelip her tekrar bölümü izlediğinde dizinin başını izlememiş anneler gibi sorular sormaya başlıyorum. Tabi o da sinirleniyor haliyle çünkü izlediğini anlamıyor benim yüzümden. 
Ben: “Bu ne ya neden Mahir diye sesleniyorlar adama? Salih değil mi bu adamın adı?” Arkadaşım:“Hayır Salih değil” 
Ben:“Ne o zaman Mahir mi? 
Arkadaşım:“Evet ama şu an Mahir değil” 
Ben:“Vampir mi bu canım gece Mahir gündüz Salih”Arkadaşımın cahil cahil konuşma bakışlarına maruz kalıp susuyorum. 
"Çok merak ediyorsan aç izle" diyor ve geri bana kıyamayıp ekliyor:“Sen bu diziyi kaldıramazsın, ağır gelir. İzlemeye sabrın da yok zaten. İzleme.”

Bu sözler çok ağırıma gittiğinden ve bir şeyi başaramama duygusuna kapılmayı pek sevmediğimden gizli gizli izleme kararı alıyorum. (Daha hayatla mücadele etmeyi başaramamışım haberim yok.) Neyse günlerden bir gün tüm cesaretimi toplayıp, kendimi öldüreceğim güne kadar izlerim deyip başlıyorum izlemeye. 2012 Aralık ayının son günleri. Yeni yıla bile Karadayı izleyerek giriyorum. Ama ne izlemektir yarabbi. Geceli gündüzlü. Sahnelerden sonra gözlerimi kapatıp neyim var benim dur şu sahneyi bir sindireyim diyerek. Kendini öldürmeyi başaramadın ama yarım bıraktığım işi bu dizi tamamlayacak diyerek. Tek bir bölüm geçmiyor ki benim yaşamadığım bir duygunun olmadığı. Birisi intihara kalkışıyor ben kaskatı kesiliyorum. Feride aşkından ölüyor ben kıvranıyorum. Masum bir yürek ülkedeki sağ sol davası yüzünden asılıyor sinir krizi geçiriyorum. Bir kardeş, bir anne, bir çocuk ölüyor neler yapmış olabileceğimi en iyi siz biliyorsunuz. Bir şarkı çalıyor bir şiir okunuyor şarkıları ve şiirleri ne kadar çabuk tükettiğimi fark ediyorum. Mekânlar, insanlar, kostümler, arabalar… Bir masalı izliyormuşum gibi sanki.

Diziyi herkesten gizli izlediğimden ve gerçek hesaplarımda da bu gizliliği korumak için, Karadayı ailesini tanımamı sağlayan gizli hesaplarımı açma kararı alıyorum. Ama bunu yaparken amacım sadece grupları takip etmek ve birkaç yorum falan yapmak. İnsanları tanıyıp onlarla yakınlaşmak ve onlarla muhabbet etmek değil. Zaten kendimi yok etmeyi düşündüğümden sizlere dair ileriye dönük planlar yapmak aklıma bile gelmezdi. Nereden bilebilirdim mükemmel insanların bu diziyi takip ettiğini. Meğer dizideki güzelliklerin daha fazlası gerçekte de varmış ama benden saklanmışlar yıllarca. Ya da ben hiç bulmaya çalışmamışım. Etrafımdaki beni anlamayan insanların ve hatta yakın dostlarımın aksine onlar beni anlamaya ve fikirlerime saygı duymaya hazırlarmış. Konuşurken bin defa düşünürüm ben halbuki, yanlış anlaşılırım korkusundan. Lafımı eğip bükmeden söyleme imkanım yoktur. Ya da kalbim aynı heyecan için aynı frekansta olmamıştır bunca insanla. Oluyormuş meğer.

Bu yazdıklarımı bir mektupla senaristlerimize ulaştırmayı düşünürken bunları sizin de duymanız gerektiğini düşündüm Karadayı severler. Bu işin mimarı onlar olsa da, beni dipten çekip çıkaran sizlerdiniz. Hayat yaşamaya değermiş dedirttiniz bana. Eğer takılmamış olsaydım Karadayı’ya, hayalini kurduğum, keşke yaşasaydım dediğim o güzel dönemi izlememiş olsaydım üç yıl önce aranızdan ayrılmış olacaktım. Değerli vaktinizi ayırıp bunu okuyorsanız eğer Eylem ve Sema Hanımlar yaptığınız işin nerelere ulaştığını görünüz. Reytingler, sitemler ve belki hakaretler (Ki bunu yapan bizden değildir) umrunuzda olmasın. Hayatımı kurtardınız. Ve belki benim gibi ifade etmiyolar ama nice insanı güzele, iyiye ve doğruya yönelttiniz. Karadayı setinin içinde nefes almış ve kalbi sizinle atan hiç kimse iki dünyada hüzün nedir bilmesin.

Evet ben aranızda her daim bulunan ama bir başka ismin ardına saklanmayı seçen bir Karadayı’cıyım. Yorumlarınıza dahil olmuş hatta bazılarınızla yüz yüze tanışmayı bile başarmış ve bundan büyük şeref duymuş bir Karadayı’cı. Eğer bunu okuyosa Karadayı setinde çalışan güzel insanlar sizin de aranızda bulunup aynı havayı soluma şerefine ermişliğim var. Aynı ortamda oturmuşluğum sizlerle tokalaşmışlığım ve kısa süreli göz teması kurmuşluğum var. Hatta ayaküstü sohbet bile ettik bazılarınızla ama öyle bir kamuflajım var ki Karadayı ailesinden en yakınımda bulunmuş ve saatlerce benimle sohbet etmiş biri bile bunları yazanın ben olduğuma ihtimal vermez. Taktığım maske öyle yapıştı ki yüzüme, o kadar benimsettiniz ki bu halimi bana, artık sizin aranızdaki ben, gerçek benim.

Her gün günaydın dediğiniz her gece iyi geceler yazdığınız biri olabilirim. Hatta yarın sabah bana yine günaydın diyeceksiniz. Ailesinden, eşinden çok zaman ayırıp çılgınlar gibi muhabbet ettiğiniz biri olabilirim. Yüzünü bile görmediğiniz halde yardımı esirgemeyip iş bulmaya çalıştığınız, kefil senet düşünmeksizin tıpkı eskiden anlatılanlar gibi borç para verdiğiniz biri ya da sırf derdinize ortak olabilmek için uykusundan feragat eden ya da uykunuzu feda ettiğiniz biri olabilirim. Birbirini ilk kez görmek ve tanışmak için sözleştiğiniz mekanda hesap ödeme yarışına girdiğiniz biri de olabilirim. Evinize gelmiş oturup çay kahve içmiş hüznünüzü sevincinizi paylaşmış biri de olabilirim. Sırf birbirimizi mutlu etmek amacıyla küçük hediyeler aldığınız biri olabilirim. Ya da tüm bu saydıklarımı size yapan kişi ben olabilirim. Kim olduğumu araştırmayın. Az kafa yorarsanız bulacağınızı biliyorum. Çünkü biz 30 saniyelik fragmanlardan, 7-8 tane bölüm resminden olacakları tahmin etmiş ve çoğu zaman bilmiş bir seyirci kitlesiyiz. Bir kelimem bile beni ele verir. Olur da tahminde bulunmak isterseniz sorular sormayın birbirinize. Gözüm üzerinizde. Hani olur da bana “Bunu yazan sen misin?” diye sorarsanız size yalan söylemek istemiyorum. Aksi halde yalan söyleyeceğim. Beni buna mecbur etmeyin. Kim olduğumu bilmenize ve merak etmenize dahi gerek yok çünkü hepinizin bir parça içindeyim. Kalbinize bakarsınız beni görebilirsiniz. Bir yerlerde sonsuza kadar mutlu yaşıyor olacağım. Hiç değilse kendimi öldürme düşüncesinden vazgeçirdiniz beni. Yüreğinizden parçalar vererek, dünyanın yaşanabilir bir yer olduğunu, hayatın yaşamaya değer olduğunu göstererek. Dert ve keder hiç birinize uğramasın. Ne içimde tutmuşum ama dimi. Sevgiyle kalın emi…

Son olarak: Karadayı’da kara günler yaşadığımız şu kara günlerde bir insanı ipten aldığınızı bilmek hepinize iyi gelecektir herhalde diye düşündüm. O yüzden bugünleri bekledim bunu sizinle paylaşmak için. Umudu kalmamış bir insana umut verdiniz. Halbuki kendimi nasıl öldüreceğimi bile kafamda kurmuştum. Ama eğer mutlu sonla bitmesin varyaaa… (Burada gözdağı verme amacı güdülmemektedir.) Bilmiyor ama Karadayı’yı izlemeye başlamama neden olan arkadaşıma da buradan sevgilerimi gönderiyorum. Kendisi dayanamayıp izlemeyi bıraktığından dolayı diyorum ki: Sen bu diziyi kaldıramazsın, ağır gelir. İzlemeye sabrın da yok zaten. İzleme… Ve son olarak: Yazımı yayınladığın için teşekkürler fan club. 

Not : Bu etkileyici yaşanmışlıkları ve cümleleri ismini vermek istemeyen bir arkadaşımız adına paylaştık.Kesinlikle çok çok etkilendik kendi adımıza bu satırları okurken.Gözyaşları eşliğinde okuduk her kelimeyi her satırı her cümleyi...İsmini açıklamak istemese de bizlerle açıkça yaşadıklarını paylaşan arkadaşımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.İyi ki aramızdasınız ve hep olun olur mu?Hayat her şeye rağmen güzel ve yaşamaya değer...

muratsari8084@hotmail.com
https://twitter.com/muratsari8084
06.04.2015

6 Mart 2015 Cuma

Kara Para Aşk’ı Öldürmek




Orta doğu’da 22 Ülkede  satılan bir dizi olan Kara para aşk, Pakistan, Kazakistan, Gürcistan, Bulgaristan, ve İsrail’e de satıldı. Bu diziler kimin için çekiliyor. Benim bildiğim ,Türk halkı sonra Dünya için  çekiliyor. Arkadaş o zaman neden çok satan ve izlenen bir diziyi bir kanal katletmek için uğraşıyor. Bu kadar Türkiye’de fanlar  toplamış olup  bir çok ülkede’de satılan, takipçileri olan bir dizi öncelikle kanal tarafından maçlarla katlediliyor. Yayın saati değiştiriliyor.
Tabi olabilir bu şeyler 2 hafta maç’tan değişti. 2 hafta yeni bölüm yayınlanmadı. Peki ertesi hafta yayınlanırsa ne bekliyorsun?

Reyting Düşmesi

Ben size söyleyeyim çok izlenilen dizide reyting düşmesi !
Peki bu gerçekçi'midir.?  Yok ! fanları ve diziyi her zaman takip eden sabit izleyici yine izler. İzlemeyen, evinde cihazları olup 4 hafta izleyemediği için onu bekletmekten sıkılan, bizim reyting sistemimizi ortaya koyan izleyici kitlesi. İşte o kanalı değiştirdi’mi, vay haline gerçekten izleyen izleyicinin. Yayının nasıl bölümlerinin kısaltıldığını anlaşılamadan belli bir sayıda dizi biter. Açıklama artık yeterli reyting alamıyor. Bu memleket çok değerli diziler kaybetti. İçten olan yapımlara veda etti.
3 gün sonrada artık izlenmiyor bu dizi denirse şaşmayın. Tekrar ediyorum, İzlenmediğinden değil ama yayın politikasından ve bazı  izleyici grubunun izlemekten sıkılıp başka bir diziye kaymasından kaynaklı olur. Sizce diğer kanallar aptal mı ? neden  sevilen dizilerini Çarşamba günü yayınlanıyor. ‘’ Güzel Köylü, Poyraz Karayel, Diriliş Ertuğrul, Yılanların Öcü, İki Dünya Arasında ‘’ gibi  reyting'li diziler.
Severek izleyen, benimde kaçırmamaya özen gösterdiğim Kara para aşk dizisinin dikkat etmeyenler için son zamanlardaki reytinglerini yayınlamak isterim.

140 Karakter bir hayat

Bu kadar iyi oyuncuların bir araya toplanıp, inandırıcı bir aşkı yansıtıp, iyi bir komplo izletip, bize güzel bir zaman geçirten diziyi kimsenin katletmeye hakkı yoktur. Bu sonuçta halk tarafından değil, ya hatalı kanal politikası yada tekrar bölümlerin yayınlanmasından olur. İnsanların artık çabuk tüketime ve hızlı yaşamaya alıştığı bir dünyadayız. Düşünün hayatımızın çoğu Dünyada 140 Karakterde anlatılmaya çalışılıyor. Sen daha ne anlatmaya çalışıyorsun arkadaş.
İyi oyunculara ve iyi bir diziye baltayı önce kanalı vurmasın. Bırakın'da istemezse izleyici vursun. Kaç Ülke ‘ye satıldığı ortada ve hala satışı devam eden bir diziye destek verin. Köstek olmayın. Kara para Aşkın yayın hayatında kalması dileğiyle sevgili dostlar,  aşağıda Son haftaların yayındaki dizilerin Reyting oranları; ‘’Kara para aşk tekrar ‘’ yazanlarda ya maç yayınlanıyordu, yada sebepsiz tekrar olduğu bir hafta…
  1. Ocak Reytingleri
TITLECHANNELSTART TIMEEND TIMERTG%(NET)SHARE%(NET)
1GUZEL KOYLUSTAR TV20:59:3023:45:287,1416,85
2DIRILIS ERTUGRULTRT 120:41:2423:00:226,1313,94
5YILANLARIN OCUSHOW TV20:43:2223:41:015,6213,25
7IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:02:4820:59:064,9711,67
12KARA PARA ASKATV20:33:4123:57:034,089,83
14POYRAZ KARAYELKANAL D20:00:5422:23:443,658,30
 
  1. Ocak Reytingleri
1GUZEL KOYLUSTAR TV20:59:3323:30:196.3814.92
2DIRILIS ERTUGRULTRT 120:54:5023:02:525.9313.57
3POYRAZ KARAYELKANAL D21:00:1023:27:175.8113.58
4IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:06:4820:58:345.6413.30
6YILANLARIN OCUSHOW TV20:43:5923:37:385.2712.57
12KARA PARA ASKATV20:40:0523:54:143.799.26
 
  1. Ocak Reytingleri
1GUZEL KOYLUSTAR TV20:59:0023:37:307.1216.55
2POYRAZ KARAYELKANAL D20:59:5423:28:526.5515.15
3YILANLARIN OCUSHOW TV20:43:1523:46:456.0914.49
7DIRILIS ERTUGRULTRT 121:03:3522:59:015.6012.68
8IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:01:1820:59:105.1912.49
52KARA PARA ASK (TKR)ATV22:38:2225:27:161.334.78
 
  1. Ocak Reytingleri
1GUZEL KÖYLÜSTAR TV20:59:5823:23:417.5017.35
2POYRAZ KARAYELKANAL D21:00:1523:23:226.5415.14
4YILANLARIN OCUSHOW TV20:51:4323:39:555.9013.92
5DIRILIS ERTUGRULTRT 120:58:0723:27:505.0611.75
7IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:03:5920:58:564.8811.93
24KARA PARA ASKATV22:00:3924:36:213.018.39
 
  1. Şubat Reytingleri
1GUZEL KÖYLÜSTAR TV20:59:1623:46:497.3217.49
2POYRAZ KARAYELKANAL D20:58:4523:44:416.4115.35
4YILANLARIN OCUSHOW TV20:44:1023:53:345.6913.79
6IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:03:0120:59:345.0112.61
8DIRILIS ERTUGRULTRT 120:58:1923:18:504.8711.52
17KARA PARA ASKATV22:00:4824:37:453.168.88
 
  1. Şubat Reytingleri
1GUZEL KÖYLÜSTAR TV20:58:3323:52:596.8416.18
2POYRAZ KARAYELKANAL D20:43:1323:37:596.6815.45
4YILANLARIN OCUSHOW TV20:43:1023:51:445.9614.21
8IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:02:1220:58:345.1512.07
37DIRILIS ERTUGRUL OZELTRT 120:14:0323:30:002.004.60
62KARA PARA ASK (TKR)ATV22:51:1625:23:521.154.18
 
  1. Şubat Reytingleri
1GUZEL KÖYLÜSTAR TV20:58:4923:45:456.9915.75
2POYRAZ KARAYELKANAL D21:01:1823:40:045.9713.49
4DIRILIS ERTUGRULTRT 120:57:5723:31:325.7112.74
5YILANLARIN OCUSHOW TV20:45:0423:53:515.6713.02
6IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:03:4020:59:265.4712.51
22KARA PARA ASKATV20:22:0623:57:052.976.82
 
  1. Şubat Reytingleri
1GUZEL KÖYLÜSTAR TV20:58:5523:42:346.9116.14
2POYRAZ KARAYELKANAL D20:59:1923:33:485.7713.34
3DIRILIS ERTUGRULTRT 120:57:2523:32:045.6113.02
4IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:03:0520:59:215.4713.13
6YILANLARIN OCUSHOW TV20:46:0523:46:525.2812.50
21KARA PARA ASKATV20:37:1523:47:063.067.27
 
  1. Mart Reytingleri
1MERSIN IDMAN YURDU-FENERBAHCE KARS.ATV20:24:3022:39:186.1414.34
2GUZEL KOYLUSTAR TV20:58:3923:42:596.0614.91
3POYRAZ KARAYELKANAL D20:44:2823:33:575.8714.12
4DIRILIS ERTUGRULTRT 120:58:5023:29:435.4413.39
5YILANLARIN OCUSHOW TV20:43:1123:38:555.3213.02
7IKI DUNYA ARASINDASAMANYOLU TV20:02:1720:59:084.6411.28
99KARA PARA ASK (TKR)ATV23:44:3926:00:000.634.71
 
Murat sari
06.03.2015